BİRİNCİ BÖLÜM
“T.C. Jandarması emniyet ve asayiş ile kamu düzeninin
korunması sağlayan, diğer kanun ve nizamların verdiği görevleri yetiren silahlı
askeri güvenlik kolluk kuvvetidir.”
“Bugün günlerden 27 Ekim akşamı saat 21” diye yazıyor
önümdeki kağıtta, santral odasında oturmuş 2 aylık askerliğimi yazıya dökmüşüm.
KASTAMONU GÜNLERİ
5.Jandarma Eğitim Alay Komutanlığı; Kastamonu’nun Gölköy
bölgesinde bulunan 9 bölük 2 taburdan oluşan alay yaklaşık 3 bin kişiyi
barındırıyor içinde. 5 hafta süren acemilik dönemi boyunca ilk hafta
dinlenmeyle, kayıt işlemleriyle ve kurban kesimiyle geçiyor. İkinci haftada ise
G3 piyade tüfeğiyle eğitim veriliyor; belki de 5 haftalık eğitimin en önemli haftası,
silah atışınıda ilk bu haftada yapılmaya başlanıyor. Aynı zamanda bu hafta da
bölükler kendi marşlarını –bizim bölüğün(3.) marşı İzmir marşıydı- ve jandarma
marşını öğrenip koğuşlardan eğitim alanlarına giderken bu marşları söylüyorlar.
Bu yürüyüşlerde aynı zamanda “şehitler ölmez vatan bölünmez”, “her türk asker
doğar” şeklinde 4 kelimeli sloganlar atıp, sol sol adımlar halinde 260 kişilik
bölükler belli bir ritmle yürümeyi öğreniyorlar aynı zamanda. 3. hafta hem
yorucu hem de keyif verici bir hafta çünkü bu hafta yemin töreni haftası.
Gereksiz yürüyüşler ve provalar yapılır bu haftada, sıcakta bayılan askerler
yine bu haftada görülür. 4. ve 5.hafta da ise Jandarma eğitimleri görülür; bu
haftalar hem dinlenme olarak geçilir hem jandarmanın genel işleyişi hakkında bilgi sahibi olunur hem de silahla son atışlar bu haftalarda gerçekleşir.
Eğitimde en büyük sıkıntılar bitmek bilmeyen kuyruklar,
ikliminin sert geçmesinden dolayı sürekli rahatsızlanan askerler, havaların çok
sıcak geçmesine rağmen haftada 2 gün bonya-sadece 5 dk-, yemekler… Alay
hakkında tek hatırladığım güzel şey her akşam 1 lira vererek gittiğim sinemaydı.
12 Ağustos günü başladığım acemi birlik
15 Eylül sabahı bitti.
RİZE-FINDIKLI
16 Eylül günü Rize’ye ulaşıp İl Jandarma’ya teslim oldum. 17
Eylül günü sabahı kura çekimi için bizi topladılar. 12 ilçesi bulan Rize’ye 60
kişi gelmiştik Kastamonu’dan, çektiğim kura sonucunda da Fındıklı ilçesi çıktı.
Kuranın akşamında da 3 kişiyle karakola teslim olduk.
Fındıklı ilçesi Rize’nin 60 km doğusunda yaklaşık 10 bin
nüfusu bulunan, 23 köye sahip, geçim kaynağı başta çay, fındık, kivi olmak
üzere tarım ve kerestecilik olan küçük şirin bir ilçe. Etnik yapısına bakacak
olursak yerel hakın yanında Gürcistan’a yakın olması sebebiyle Gürcülerinde bulunduğu
yarıcılık yapmak için gelen Ordular’ı da barındıran bir yer.
Karakola geldiğimizde yaklaşık bir düzine asker
bulunmaktaydı. Askerlerin çoğu da iç hizmetde- aşçı, şoför, santral , kazancı,
kantinci- kullanılmak üzere görevlendirilmişti. 10 günlük bir alışma sürecinin
sonucunda artık göreve başlamışken alaydan gelen mesajla şoför eğitimi için
alaya çağrıldım. Orada da yaklaşık 10 günlük bir eğitim sürecinden sonra
Ekim’in 12’sinde gece çavuşluğu yapmaya başladım.
İKİNCİ BÖLÜM
“Askeri,mülki, adli ve diğer görevleri yerine getirmek için
belirli bir bölgeye çıkarılan en az iki kişiden oluşan silahlı jandarma
kuvvetine devriye denir.”
“Bugün günlerden 21 Aralık” diye başlıyor bir sonraki
kağıdımda, diğer notumdan tam 2 ay geçmiş. O ana kadar yaşadığım olaylara
kısaca değinmişim.
Ekim;
-Şoför eğitimi , -Gece çavuşluğuna geçişim - Telsiz
görüşmelerinden saldırı ihtimalinin oluşması bu yüzden saldırı-sabotaj
alarmının verilmesi, - İlk devriyeye çıkışım(türkcell baz istasyonu kurulmasına
karşı olan köylülelerin eylem yapması) , - 2 kişinin öldüğü ve şoförün
kurtulduğu trafik kazası , - Daha önce canlı olarak görmediğim sadece
fotoğraflarla neye benzediğini gördüğüm kenevir bitkisini bir köylünün
bahçesinde aramak.
Kasım;
- Gündüz çavuşluğuna geçişim, -Kod devriyelerine katılma,
gürcü otobüslerine arama yapma, - 1914-1916 Rus Savaşında hayatını kaybeden
şehitlerimizin bayraklarını yenileme, -Uzman çavuşlardan Mesut Uzman’ın yazımı
beğenmesinden dolayı yaklaşık her gün tutanak tutmaya başlamam, -Tarık Uzman’ın(olay
ve istihbarat elemanı) günlük evrak işleri için beni görevlendirmesi. (Hemen
hemen her gün emniyet, kaymakamlık, nüfus, ptt’ye gitmek…..)
Aralık ayına geldiğimizde ise tekrardan gece çavuşluğuna
geçecekken geceye tekrar geçmek istememem sonucu asayiş eri olarak göreve devam
ettim. Bu zaman diliminde akşama kadar genelde evrak işleri geceleri ise
herhangi bir olay durumunda devriye ve nöbet görevini üstlendim.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
“Askerlik mükellefiyeti altına giren şahıslar ile özel
kanunlarla TSK’ya intisap ettirilmiş, resmi bir kıyafet taşıyan, erden mareşale
kadar rütbeye haiz olan kimselere asker denir.”
Fındıklı İlçe J.K.lığı 23 köyde meydana gelen her türlü
olaya bakıyor. Bunun içinde sel,yangın, yola kaya düşmesi gibi doğa olayların
yanında, köylülerin kendi husumetlerinden çıkan kavga, kız kaçırma, arsa
anlaşmazlığı gibi durumların yanı sıra bir köylünün ineğini kaybetmesinin
sonucunda jandarmayı arayarak ineğimi kaybettiğime kadar gidebiliyor. Genel
itibariyle jandarmanın asker olduğunu bildiği için köylüler jandarmaya iyi davranıp bol
bol ikramlarda bulunduğu bu yüzden hem jandarma köylülere karşı hem de köylülerde
jandarmaya karşı belli bir saygı ve sevgi içerisindeler.
Jandarma’da askerlik yapmanın da büyük avantajları var elbette çünkü sivil hayatla iç içesin,
devriyelere çıkmak, yeri geldiğinde 500m. uzaklıktaki çarşıya ulaşabilme
imkanına sahipsin. Ama asker sayısının
az olmasından dolayı örneğin eli yüzü düzgün diye adamı aşçı yapıp içi pişmemiş
nohut,fasulye yiyip, böreğin altını yanmış olduğunu görmek şaşırtmıyor
insanı.
DÖRDÜNCÜ
BÖLÜM
“Kanunlara, nizamlara, amirlere mutlak itaat, astın ve üstün
hukukuna riayet etmeye disiplin denir, askerliğin temeli disiplindir.”
Genelde hep karakoldan bahsettim yazımın sonunda da biraz
askerlikten bahsetmek istiyorum. Çünkü “şafağını bilde konuş”, “bu şafaktan
sonra ben mi yapayım”, “atarsa Zonguldak”, “şafak karanlık” gibi terimler askerlik haricinde
duyamayacağınız şeyler.
Karakola bölük, başındaki kişiye bölük komutanı denir. Her
sabah askerlerin ve komutanların bölük komutanı karşısında hazır beklemesine
de sabah içtiması denir. Askerlerin televizyon izlediği yere gazino, her
askerin her öğünde hak ettiği yemek miktarına iaşe, duyurulması gereken
mesajları belli bir kategoriye konularak imzaya sunulmasına tebliğ-tebellüğ
belgesi denir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
157 gün süren askerliğimin bitirmenin verdiği mutluluk var
içimde. Askerde o kadar çok düşünme fırsatı buluyor ki insan bazen fazla düşünmek
insanı daha fazla yormaya başlıyor. Bunun farkına vardığımda ise kendimi
kitaplara verdim ve son 1,5 ayımı kitap okuyarak geçirdim. Mantıksızlığın
içinde mantık aramak, her gün komutanım çekmek, emredersiniz komutanım demek,
sabah 6’da uyanmak, her şeyden önemlisi özgür olamamak insanı her gün ister
istemez gün saymaya itip sürekli sivil hayatı düşünmeye sevk ediyor. Belki 5 ay
dediğin süre o kadar kısa gözükmeyebiliyor sivil hayattaki bir insan için ama
askeriyedeyken o takvim farklı işliyor. İyisiyle kötüsüyle bitirdik askerliği
en önemliside kazasız belasız…